Dehidratasyon Nedir? Nasıl Anlaşılır? Nasıl Önlenir?

Reha Artan

Reha Artan

Prof. Dr.

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenme

Reha Artan

Dehidrasyon nedir? Nasıl anlaşılır? Nasıl önlenir?

Dehidrasyon, ishale veya kusmaya bağlı su kaybını tanımlar. Çoğu zaman tuz kaybıyla da birlikte olacaktır. Ancak ishalli olguların çoğunu oluşturan virütik nedenler tuz kaybından çok su kaybıyla seyreder.
Vücudumuzun %60’ı sudan oluşmaktadır. Yaşamsal önemi oldukça olan suyun, ishal nedeniyle akıp gitmesi ve bunun etkili biçimde yerine konulamaması önemli bir yaşamsal sorun oluşturacaktır. Biz su kaybını, uygulamada 3 aşamada değerlendiririz.
Bunlardan birincisi; hafif derecede su kaybıdır. Hastanın sadece susuzluk hissettiğini, ama hiçbir muayene bulgusunun eşlik etmediğini söyleyebiliriz.
İkinci evre; orta derece su kaybında ise hastanın göz küreleri daha derinde duracaktır. Çökük bir göz küresi yapısı ile karşılaşacağız, parmakla yoklandığında yumuşak bir yapıda olduğu gözlenir. Dudaklar ve dil kuru olacak, ağladığı halde gözyaşı zorlukla çıkacak. Eğer bebek ise bıngıldağı çökük ve yumuşak olacaktır. Bunun yanı sıra doktor tarafından karın cildi cimdiklenerek muayene edildiğinde derinin eski halini yavaşça aldığı dikkati çekecektir.
Buna eşlik eden, idrar miktarında azalma, kalp atım sayısında artma, kan basıncında düşme gibi belirtiler yavaş yavaş su kaybının ağır derecede olduğunu işaret eder.
Ağır derecede su kaybı olan çocuk, içemeyecek kadar bitkin, halsiz görünümlüdür. Genellikle idrar miktarı oldukça azalmıştır. Derisi, mermerimsi mavimsi halkalar gösterecektir. Üzerine bastırdığımızda ve parmağımızı kaldırdığımızda eski rengini geri kazanması oldukça yavaş gerçekleşecektir. Bu kan basıncının düştüğünü, yaşamsal bir risk oluştuğunu işaret eden önemli bir ipucudur.
Dehidrasyonu tartı ile de yoklamak mümkün. Ancak çoğu kez orijinal tartısını bilemediğimiz için kişinin su kaybı yüzdesini ancak muayene bulgularıyla değerlendirebiliriz.
Dehidrasyonun önlenmesi elbette su ve tuz kaybının uygun biçimde yerine konmasıyla mümkün olacaktır. Eğer ishalli bir birey su içerse ve su kaybını bu sayede bir birim düzeltebilirse, bu suyu tuzu şekeri eriyik biçimde aldığında bu suyu 6 kat daha etkin bir biçimde su ve tuz kaybını yerine koyabilecektir. İşte bu noktada ağızdan şekerli-tuz eriyiklerinin önemini vurgulamak isterim. Ağızdan şekerli-tuz eriği demek; 1 ltde 1 paket eritilerek hazırlanan yaşamsal bir sıvı desteğidir. Oldukça basit ve ekonomik, hazırlaması ve kullanması kolay olan bu çözüm ishalden dünya üzerinde milyonlarca bebeğin ölümden esirgemektedir. 1lt suda bir paket eritilerek hazırlanan ağızdan şekerli-tuz eriği başlangıçta susuzluk hissinin giderilmesini sağlayıncaya kadar yudum yudum yada bir çay kaşığı yardımıyla başlayarak içirilebilir.
Eğer birden çocuğun istediği kadar içmesine izin verirsek bulantı ve kusmayla karşılaşılabiliriz. Hem bebeğimizin hem de annenin cesaretini kıracak bir yanlış adım olabilir. Bu nedenle başlangıçta yudum yudum, yada çay kaşığıyla başlayıp giderek arttırmak önerilir. Her sulu dışkılamayı takiben 2 yaşından küçük bebeklerde bir çay bardağına kadar, 2 yaşından büyük çocuklarda ise bir su bardağı kadar ağızdan şekerli-su eriği içirmek sadece su vermekten 6 kat daha etkin bir su ve tuz kaybını düzeltme yöntemi olcaktır. Bu sayede çocuğumuzu hastaneye başvurmaktan, damar içi serum uygulamalarından esirgemiş olabiliriz.
Su ve tuz kaybının istenmediği ölçülerde ağırlaştığı durumlarda ise ancak hastane koşullarında damardan sıvı tedavisi yaşamı kurtaracak ve olası ağır risklerlerden, şoka, komaya gidişten esirgeyecektir.